Uykusuz Sabahların Vazgeçilmezi: Kahve
Kahve; kökeni 9. yüzyıla dayanan, kahve (Coffea) ağacının meyvesinin çekirdeklerinin kavrulup, öğütülüp, toz haline getirilerek demlenmesiyle yapılan, demleme metotları, su oranları, süt oranları ve köpük dengesi değiştirilerek farklı biçimlerde servis edilebilen bir içecek türüdür.
Kahve ağaçları çok yağış seven, ani ısı değişimlerinden kötü etkilenen bir bitkidir. Kahve bitkisi nemli ortamı sevdiği için Yengeç ve Oğlak Dönenceleri arasında kalan tropik bölgelerde tarımı yapılmaktadır. Toprağın yapısı, aldığı güneş ve su miktarı, nem oranı direk olarak kahvenin tadı ve aromasını etkilemektedir, bu yüzden yıllar boyunca başka bölgelerde yetiştirilmesi denense de, aynı tat ve kalite yakalanamamıştır.
Kahve içeceği içerdiği kafein maddesinin uyarıcı niteliği sayesinde dikkat arttırma ve uyanık tutma özelliğine sahiptir.
Kahvenin Tarihçesi
Günümüzde kahve, birçok kişi tarafından verimli bir gün için temel içecek olarak kabul edilmektedir. Peki hayatımızda bu kadar önemli yere sahip olan kahve nasıl bulundu?
Kahvenin 15. Yüzyılda Etiyopya’da bulunduğuna inanılmaktadır, fakat tam olarak ne zaman ve nasıl bulunduğunu kimse bilmemektedir. Bununla ilgili birçok efsane vardır.
Bunlardan bir tanesi ve en popüleri, Etiyopya efsanesi “Kaldi ve Keçileri”;
Bu hikâye 9. yüzyılda Kaldi adında bir keçi çobanının keçilerinin davranışlarını gözlemlemesiyle başlar. Kaldi keçilerinin belirli bir ağaçtaki kırmızı meyveleri yedikten sonra daha enerjik olduklarını ve akşam uyumak istemediklerini fark etmiştir. Kaldi bu keşfini manastırın başrahibine bildirdikten sonra, rahibin de tatması sonucunda bu enerji veren meyve yayılmaya başlamış, doğuya doğru ilerlemiştir. Arap yarımadasına ulaştığında çekirdekler artık dünyanın her yerine ulaşacak bir yolculuğa çıkmıştır.
Kahve bitkisinin kökeninin Etiyopya’ya dayandığı, ilk kahve ağacının Habeşistan’ın Kaffa yöresinde bulunduğu düşünülmektedir. Bu yörenin Arapça adı “Qahwah”dır. Araplar kahveyi tanımıyor ve başka isimlerle adlandırırken, 14.yüzyıldan sonra günümüzdeki anlamını bu yörenin isminden kazandığı bilinmektedir. Aynı zamanda qahwah kelimesi Arapça’da şarap anlamına da gelmektedir.
Kahvenin Yetiştirilmesi ve Yayılması
Etiyopya’da tüketilmeye başladıktan sonra kısa sürede yakın bölgedeki ülkelerde de ün kazanan kahvenin bir sonraki durağı Yemen olmuştur. Bazı kaynaklara göre kahvenin bulunduğu yer olduğu düşünülen Yemen’in aslında kahvenin tüm dünyaya yayılmaya başladığı yer olduğu kabul edilmektedir. 15. Yüzyılda Yemen’de yetiştirilmeye başlayan kahve, 16. yüzyılda Osmanlı Sarayı ile dönemin Yemen Valisi Özdemir Paşa sayesinde tanışmıştır. Muhteşem bir lezzet olduğunu düşündüğü kahveyi Kanuni Sultan Süleyman’ın sarayına getirerek kahveci ustalarının eğitilmesini sağlamış, sultana bu güzel lezzetin en doğru şekilde sunulmasına ön ayak olmuştur. Ardından kahve İran, Mısır, Suriye gibi ülkelere yayılmıştır.
Tüm Dünyanın Kahveyle Tanışması
17. yüzyılda ticaretlerini İstanbul üzerinden gerçekleştiren Venedikli tüccarların kahveyi Avrupa’ya götürmesiyle kahvenin dünyada yayılması hızlanmıştır. İlk etapta 1643 yılında Paris’e götürülen kahve, 1645 yılında İtalyan kahvehanelerinde yerini almaya başlamış, bundan sonra da Londra ve çeşitli Avrupa şehirlerinde yayılımını sürdürmüştür.
Kahvenin bir kültüre dönüşmesi: Kahvehaneler
Özellikle Müslüman toplumlarda yaygın bir kültür olan kahvehanenin geçmişi 16. yüzyıla dayanmaktadır. Genellikle kahve içeceklerinin tüketildiği ve insanların kitap okumak, toplumsal, siyasi konuları konuşmak için bir araya geldiği mekanlar olan kahvehaneler, kahvenin toplum içerisinde yayılmaya başlamasıyla popüler olmaya başlamışlardır. Osmanlıların 1517’deki Mısır Fethinden sonra artmaya başlayan kahve ticareti sayesinde kahve toplumda alt tabakalara inmeye başlamış, bu gelişme de kahvehanelerin açılması ve yayılmasına ön ayak olmuştur.
Osmanlı’da Kahvehane
Osmanlı’da ilk kahvehanelerin 1555 yılında Suriye’den gelen kişilerce kurulduğuna rivayet edilir. Davet düzenlemenin ve arkadaş buluşmaları gerçekleştirmenin pahalı bir seçenek olduğu o günlerde kahvehanelerde buluşarak sohbetler düzenlemek, kitap okumak, tavla, satranç gibi oyunlar oynamak insanlar için daha çekici bir seçenek haline gelmiştir. Bu avantajları sayesinde İstanbul’da hızla yayılmaya başlayan kahvehaneler, Evliya Çelebi’nin belirttiğine göre 1630 yılında 55 adede yükselmiş, 1900’lü yıllara gelindiğinde ise sayıları 2500leri geçmiştir.
Avrupa’da Kahvehane
1600 yılında Papa’nın kahvenin yasaklanmasını reddetmesiyle Avrupa’da hızla beğenilmeye ve yayılmaya başlayan kahve, kahvehane kültürünün Avrupa’da da benimsenmesine vesile olmuştur. Avrupa’da ilk kahvehane 1645 yılında Venedik’te kurulmuştur. Avrupa’da kahve ticaretine hız kazandıran ülke olan İngiltere de çok geç kalmamış ve ilk kahvehanesini 1650 yılında Yahudi bir Türk olan Jacob tarafından Oxford’da müşterilerinin hizmetine açmıştır. Başarısız olan Viyana Kuşatmasından sonra Türklerin bölgeyi terk ederken arkalarında bıraktıkları kahve çuvallarını zimmetlerine geçirmeleriyle kahveyle tanışan Avusturyalılar da, 1683 yılında ilk kahvehanesini kurmuştur. Bu gelişmelerin ışığında İtalya ve diğer Avrupa ülkelerine de yayılmaya başlayan kahvehane kültürü, kısa süre içerisinde tüm Avrupa ile tanışmıştır.
Kahve Ticareti Tarihçesi
15.yüzyılda Arap tüccarlar tarafından Etiyopya’dan Yemen’e getirildiğine inanılan kahvenin ticareti de bu ülkeye gelmesiyle hızlanmıştır. Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın kahveyi Osmanlı kültürüne kazandırmasıyla İstanbul, 16. Yüzyılda önemli bir kahve ticaret noktası haline gelmiştir.
Venedikli tüccarların İstanbul’da tanıştıkları kahveyi Avrupa’ya getirmesi, Osmanlıların başarısız Viyana Kuşatması sonrası arkalarında kahve çekirdeklerini içeren çuvalları arkalarında bırakmaları, Fransa, İngiltere, Avusturya, Almanya ve İtalya gibi ülkelerin kahve ile tanışmasını sağlamış, ardından kahve tüm Avrupa’ya yayılmıştır.
18.yüzyılda Asya ve Amerika kıtalarında sömürgeleri bulunan Hollanda, Fransa, Portekiz, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerin kahve üretimini bu sömürge ülkelerine taşıma istekleri sebebiyle bu kıtalar da kahve ile tanışmışlardır. Endonezya, Jamaika ve Brezilya gibi tropikal iklime sahip ülkelerde yetiştirilmeye başlanan kahve, kısa süre içerisinde beğeni kazanan türler halini almışlardır.
Bu gelişmeler doğrultusunda tüm dünyanın tanıştığı kahve, tropikal iklimli ülkelerde yetiştirilmeye ve ihraç edilmeye başlamıştır. Dünyanın yaklaşık kahve üretiminin yüzde 40’ını karşılayan Brezilya’nın başı çektiği kahve üreticileri ülkelerinin en bilinen ve kahve üretiminin bir endüstri haline geldiği diğer ülkeler Vietnam, Kolombiya, Endonezya, Etiyopya, Meksika, Hindistan, Guatemala, Peru ve Honduras’tır. 2020 yılı Uluslararası Kahve Organizasyonu verilerine göre yılda yaklaşık 10 milyon ton kahve üretilmektedir. Brezilya bu üretimin %39’unu karşılayarak dünyanın en çok kahve üreten ülkesi olurken, sırasıyla Vietnam, Endonezya ve Kolombiya diğer büyük üreticiler arasında yer almaktadır.